Ben her umutsuzluğa kapıldığımda!..

Umutsuzluğa kapıldığımda kendime hatırlattığım mitolojik hikaye belki bu hikayeyi bilmek size de iyi gelir diye düşündüm... Özellikle yaşadığımız şu zor günlerde...

Tolstoy'un çok  sevdiğim  bir sözü var  "Acı hissediyorsan canlısın ,  başkasının  acısını hissediyorsan insansın." Hepimizin bu acıyı hissettiğini düşünüyorum çaresizliğe kapıldık ve hep birlikte bir umut aradık, hatırlayalım ve asla 6 Şubat'ı unutmayalım... 

Pes etmeyen kaderine kafa tutan umutsuzluğa kapılmayan, Tanrılarla alay eden Kralın hikayesi Sisyphus'un hikayesi ile karşınızdayız...

Günlerden bir gün macera arayan Tanrı Zeusumuz, bir kartal biçimine girerek Nehir tanrısı Asopos’un kızı peri Aigina’yı kaçırmıştır. O sırada Korinthos kralı olan Sisyphus kızını her yerde aramakta olan Asopos’a Aigina’ya ne olduğunu nerede olduğunu söyleyeceğini bildirir. Ama bir de koşul ileri sürer. Krallığının içinden bir nehir geçirmesini ister. Böylece bereketli ve zengin topraklara sahip olacaktır. Asopos kabul eder. Sisyphus'un bu kurnazlığına ve ihanetine sinirlenen Zeus bunun üzerine Ölüm Tanrısı Thanatos’u gönderir,  Sisyphus’un canını alsın diye. Sisyphus bilgeliği ile alt edip Thanatos’u zincire bağlayıp bir yere kapatır. Bunun üzerine yeryüzünde hiç kimse ölmez. O zaman da yer altının, ölülerin Tanrısı Hades yakınmaya başlar. Zeus, Ares’i görevlendirir ve Sisyphus yakalanır. Thanatos serbest bırakılır. Ama kurnaz Sisyphus bu konuda da önlemini almıştır. Hades’e inmeden önce karısına ölüler için yapılması gereken hiç bir dinsel töreni kendisi için yapmamasını tembihlemiştir. Hades Sisyphus’u serbest bırakmak zorunda kalır çünkü öldüğüne kimse inanmamaktadır. Sisyphus bir kez çıkınca yeryüzüne, bir daha geri dönmek istememiştir. Yaşlanıncaya kadar Hades’e gitmemenin yolunu bulmuştur. Ama kaçınılmaz son olarak eceli geldiği zaman Tanrıların onun için  hazırladığı o ağır cezaya çarptırılmıştır.”


Tanrılar Sisyphus’u bir kayayı hiç durmadan bir dağın tepesine kadar yuvarlayıp çıkarmaya mahkum etmişlerdir Sisyphus kayayı tepeye kadar getirecek, kaya tepeye gelince kendi ağırlığıyla yeniden aşağı düşecekti bu hep böyle devam etmişti zirveye yaklaşan  Sisyphus kayanın aşağı yuvarlanmasını izledi sonra tekrar tekrar en tepeye yuvarlamaya devam etti…

Ben her umutsuzluğa kapıldığımda!..
Ben her umutsuzluğa kapıldığımda!..

Tanrılar, yararsız ve umutsuz çabadan daha korkunç bir ceza olmadığını düşünmüşlerdi.
  
Sisyphus zaten kaderine razıydı çünkü; Bu deneyim yaşanacaksa bilinçli olarak, o mücadele ile yaşanmalıydı. Bir cezaya çarptırılıp umutsuzca sonsuza dek bir yükü taşıma mantığı ile olmamalıydı.Kimilerine göre; eğer Sisyphus yenilir ve acı çekmeye devam ederse bu tanrıların zaferi olacaktı ancak o direniş gösterir pes etmezse bu onun cezası değil  zaferiydi.

Albert Camus, insanın yaşamın anlamsızlığına ve tüm baskılarına rağmen direnmek zorunda olduğuna dikkat çeker ve Sisyphus’u anlamsızlığı akıl ve bilinç gücüyle yenen insan kahraman olarak niteler. ”Gölgesiz güneş yoktur, karanlıksız aydınlık olmadığı gibi. Bu bilinçte olduğundan, geceyi, karanlığı, zorlukları tanır ve deneyimleyerek yaşar.

Sisyphus, taşın düştüğü anlarda Camus’a göre içinde bulunduğu durumun saçmalığını kavrar, uyanır ve kaderiyle yüz yüze gelir. Bu an, Sisyphus’un bilince kavuştuğu andır. Ne zaman olacağı belirsiz bir kurtuluş umuduna bel bağlamak yerine, bu işkencenin sonsuza kadar süreceği gerçeğiyle yüzleşen ve bu kaderini kabul edip aşağı inerek taşı tekrar yukarı çıkartmaya başlayan Sisyphus, bir kahramandır artık. Bu boyun eğme değil, başkaldırıdır. Çünkü tanrılar, sonsuz bir işkence cezasıyla elinden tüm ümidini alarak ona kötülük yapmak istemişler, ümidini kaybeden Sisyphus ise, bu kaderiyle yüzleşerek ve uyanarak kendi kurtuluşunu yaratmıştır.” Sisyphus kurtuluş için birini beklemez, kendi kendini kurtarmak için çabalar.

'Bazen bize dayatılan bizi zorla umutsuzluğa itenler olunca aklıma bu hikaye gelir, belki size de umut olur...'


Sisyphuslara  selam olsun...  

Bu hikayeyi okuduktan sonra kendinize bir iyilik daha yapın ve Kıraç - Zaman  dinleyin bir sonraki hikayede görüşmek üzere...