Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dijital medya geleneksel gazeteciliğin önüne geçti. Bu kaçınılmaz bir sondur.. Ancak '80 günde dünyayı devri alem yapabilir ve haberin ayağına gidersiniz. Fakat saniyeler içinde dünya sizin ayağınıza gelebiliyor.
Teknolojiye dayalı bu gelişim bize gazeteciliği daha ileriye taşıma imkanı sunuyor. Olay yerine giderek araştırma yapmak ve haberi okuyucuya hazır hale getirmek saatler, günler, hatta haftalar alabiliyor. Hızlı bir araştırma ile elinizdeki datalar, görsel ve kaynak doğrulaması.. bu süre saniyeler içinde gerçekleşir ve haber okunur hale gelmekte. Her ne kadar 'Klavye gazeteciliği', 'Masabaşı gazeteciliği' gibi haksız tabirler günümüzde yer yer bir aşağılama şekli olarak kullanılsa da bu ifadeler artık gazeteciliğin temeline farklı bir bakış açısı getirdi..
Şimdi yapılması gereken, teknolojik gelişmelere ayak uydurarak, farklı sosyal medya platformları ve dijital, yerel kaynaklardan anında yararlanıp mesleği daha ileriye taşımaktır.. Gazeteci her zaman olay yerine ulaşan ilk kişi değildir. Olayın olduğu anda orada bir görgü tanığı olması çok muhtemeldir ve bu kişi elindeki mobil cihazıyla olayla ilgili fotoğraf veya video çekimi yaparak sosyal medya hesabından çoktan bir paylaşım yapmış olabilmektedir.. Bu olağan hale gelen durumdan yararlanmak gazeteciliğin de dokusuna bir seçenek olarak işlenmeli.. Aksi durumda tozlu raflara kaldırılan geleneksel kağıt gazetelerle birlikte bizzat gazetecilerin de o raflarda kendilerine yer aramak zorunda kalmaları çok muhtemel görünüyor.. Ayrıca bu satırlanı mürekkebe batırılan bir tüy kalem veya bir daktilo ile yazmıyorum artık. Evet bir masada ve bir bilgisayarın klavyesinde!..
'Gelişim' diyorum çünkü önümüzdeki bir kaç yıl içinde bir haber veya köşe yazısı kaleme alırken bilgisayar klavyesi de kullanmamıza gerek kalmayacak; Fikir sahibi olduğumuz konu hakkında bilgi edinerek sadece düşünmemiz yeterli olacak ve 'yapay zeka' uygulamaları bu düşüncelerimizi anında hazır bir haber metni veya makale olarak okuyucunun karşısına koyacaktır. Fikrindeyim...